Cumhuriyetimizin 90. Yılı kutlamaları halkın yoğun ilgisi eşliğinde yapıldı. Törene Valimiz Sayın Mustafa TAŞKESEN, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Hacı İLBAŞ, Belediye Başkanı Doç. Dr. Adnan ÇİÇEK ve protokol üyeleri katıldı.

Tören; Valimiz Sayın Mustafa TAŞKESEN, Garnizon Tuğgeneral Hacı İLBAŞ ve Belediye Başkanı Adnan ÇİÇEK'in Askeri Birlikleri, Emniyet Teşkilatını, halkı ve öğrencileri selamlaması ile başladı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından konuşma yapan Valimiz Sayın Mustafa TAŞKESEN konuşmasında; 'Bugün Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun 90'ıncı yıldönümünü gurur ve sevinç hisleri eşliğinde milletçe kutluyoruz.

Milli bayramlarımız içinde en önemlisi, hiç şüphesiz ki 29 Ekim Cumhuriyet Bayramıdır. Çünkü 19 Mayıs, 23 Nisan ve 30 Ağustos'a sahip oldukları değeri ve anlamı 29 Ekim vermektedir. O tarihlerde Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün benzersiz önderliğinde atılan adımlarla ve kazanılan zaferlerle 29 Ekim'de menzile varılmış; İstiklal harbimiz Cumhuriyetin ilanı ile hedefine ulaşmıştır.

Cumhuriyetin ilanı, esasen Osmanoğulları Hanedanına son verilmesi hadisesinden ibaret değildir; Türk milletinin "sahibi olduğu coğrafyadaki" bin yıllık asil duruşunun, yeni bir zihniyet ve örgütlenme ile ebedileştirilmesidir. Bu anlamda Cumhuriyet bir rejim değişikliğinden ziyade bir zihniyet devrimini ifade etmektedir.

Söz konusu zihniyet devrimi ile Cumhuriyet, bu toprakları kanlarıyla vatan sıfatına taşıyanları "tebaa" olmaktan çıkarıp "vatandaş" olma yolu açılmıştır. Bu çok önemli bir husustur çünkü; haklara sahip olmak, kullanmak, yönetime katılmak, gerektiğinde hesap sormak, "tebaa" değil "vatandaş" olmakla mümkündür.

Cumhuriyetin özü devlet ile halkı arasında hukukun tayin ettiği karşılıklı hak ve sorumluluklara dayalı gönüllü birliktir. Devletin gücünü hukuk ile sınırlayan ve tüm vatandaşlara yönetimde eşit söz ve temsil hakkı tanıyan Cumhuriyet rejimi, bu yönüyle hep sözü edilen devlet-millet bütünleşmesinin de hakiki kaynağıdır.

İnsana "hak ve sorumluluk sahibi vatandaş" sıfatını kazandıran Cumhuriyet aynı zamanda maddi ve manevi kalkınmanın da önünü açmıştır; çünkü bilimde, sanatta, ekonomide gelişmenin temelinde insanın düşünce gücü ve teşebbüs kabiliyeti yatmaktadır. Cumhuriyet, insanımıza düşünebilme, üretebilme ve kendini geliştirme hak ve imkanlarını sunarak, Türkiye'nin milletler alemindeki şerefli mevkisini korumayı hedeflemiştir.

Bu noktada Cumhuriyet felsefesinin temel hak ve hürriyetler ile ilişkisi son derece önemlidir. Demokrasi, hukukun üstünlüğü ve evrensel hak ve özgürlük standartlarının yaşatılması, Cumhuriyetin temel hedefidir.

Evrensel hukuk ve demokrasi normları, Cumhuriyetimizin varlık nedenleri, asli gayeleridir; dolayısıyla demokrasimizi ve insan haklarını geliştirmek yolunda attığımız her adım Cumhuriyetimizi güçlendirmektedir.

Diğer yandan özellikle ve önemle belirtmek gerekir ki, Cumhuriyeti anmak ve kutlamak, onu yaşatmaya yetmez.

Cumhuriyet için her sahada çok çalışmak, o çalışmalardan verim alabilmek için de sürekli özeleştiri yapmak zorundayız. Sonuçta, ulusların kaderini soyut kavramlardan ve iyi niyetlerden çok insanların somut gayretleri belirler.

Tam Burada Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Devlet Adamı Atatürk'ü herkesin rehber edinmesi, özellikle gençlerimizin akıllarından hiç çıkarmaması gerektiğine inandığım ve her fırsatta söylediğim şu veciz sözünü hatırlamanın faydalı olacağına inanıyorum.

"Çalışmadan, öğrenmeden, yorulmadan rahat yaşamanın yollarını aramayı alışkanlık haline getirmiş milletler; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra da istikballerini kaybetmeye mahkûmdurlar."

Bu yüzden, böylesi milli bayramlar, gurur ve sevinç yanında özeleştiri ve sorumluluklarımızı hatırlatan günler olmalıdır. Millet olarak, sorunlarımız ve eksikliklerimizle dürüstçe yüzleşme kültürünü sindiremezsek, bayramlarımız da giderek hamasi avuntuların kısırlığına saplanacaktır.

Ülke olarak 90 yılda başka pek çok ülkenin başaramayacağı derecede büyük mesafe kaydettik; ama son 90 yılda bizden daha pırıltılı bazı kalkınmış ülkelerin varlığını da inkar edemeyiz.

Bütün devletler gibi bizim de elbette sıkıntılarımız var. Fakat,1923'ten beri benimsediğimiz yol doğrudur. Demokrasi ve çağdaşlık yolunda kararlı bir Türkiye, bu sorunları da halledecek umut ve cesarete fazlasıyla sahiptir. Eğitim düzeyi sürekli yükselen güçlü bir genç nüfus ve giderek kökleşen demokrasi, Türkiye'nin geleceğinin teminatlarıdır. Seçtiğimiz bu çizgiyi korursak, ulusal bütünlüğümüze yönelen tehditleri de ortadan kaldırmak kolaylaşacaktır. Tabidir ki bu yolda, direncimiz ve dayanışma hasletlerimiz ile aşmamız gereken sınavlar olacaktır. Bu durumlarda acılar ve zorluklara karşı ne karamsarlığın ne de duyarsızlığın tuzaklarına düşmemeliyiz. Çünkü Milletimizin sarsılmaz iradesi ve Cumhuriyetimizi sonsuza dek yaşatma azmi tüm engelleri yıkıp geçecek güçtedir.

Türklüğün bu aziz vatandaki bin yıllık mevcudiyeti ve duruşu aslında bir "insanlık misyonudur." Millet olarak birliğimiz ve gücümüz, tarih boyunca çok uykular kaçıran, çok planlar bozan ve dünyada "belli bir dengeyi temsil eden" niteliğe sahip olmuştur. Bundan dolayı bu ülke, yeryüzünde barış ve istikrarın kilit taşıdır desek abartmış olmayız.

Bu duygu ve düşünceler ile Cumhuriyeti kurup bizlere emanet eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları başta olmak üzere aziz şehitlerimizi rahmetle ve gazilerimizi de minnetle anıyor; Cumhuriyet Bayramınızı yürekten kutluyor; nice yıllara birlik, dirlik ve bütünlük içinde ulaşmayı temenni ediyor, hürmet ve muhabbetlerimi sunuyorum ' diyerek konuşmasını bitirdi.

Sayın Valimizin konuşmalarının ardından öğrenciler tarafından günün anlam ve önemine belirten şiirler okundu. Daha sonra Cumhuriyet Bayramı dolayısı ile yapılan yarışmalarda dereceye girenlere ödülleri verildi. Tören; okulların, askeri birliklerin ve emniyet teşkilatının geçit töreni ile sona erdi.

Valimiz Sayın Mustafa TAŞKESEN, tören sonrası basın mensuplarının kutlamalarla ilgili soruları üzerine; '90. yılını kutladığımız Cumhuriyetimizin başta Tokatlı hemşehrilerimize, bütün milletimize hayırlı olmasını temenni ediyorum. Nice 90 yıllara hep beraber ulaşmayı temenni ediyorum. Bu tür günleri büyük bir coşkuyla kutluyoruz. Bayramı kutlarken 90 yılda nereden nereye geldik, nerede olmalıydık? Bunları da düşünüp değerlendirmeliyiz. Bu öz eleştiri kültürünü yerleştiremezsek ilerlememiz yavaşlar ve durur. Onun için rahat yaşamayı, köşe dönmeyi gençlerimiz bir tarafa bırakmalı. Atatürk'ün de dediği gibi rahat yaşamayı alışkanlık haline getirdiğimizde önce haysiyetimizi, onurumuzu, sonra özgürlüğümüzü, hürriyetimizi, sonra da bütün geleceğimizi kaybetmeye mahkumuz. Çok çalışmalıyız. Gençlerin bilinçaltına da çalışmaktan başka bir yol olmadığını yerleştirmeliyiz' ifadelerini kullandı.

.